Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), bir insanlık
hakkı olarak sağlık ve sağlığa erişmekte eşitlik ilkesinden hareketle,
ilaca erişebilirliğin uzun vadeli ilaç politikalarının ayrılmaz bir
parçası olarak görülmesi gerektiği sonucuna varmıştır. Daha geniş bir
çerçeveden bakıldığında bu konu tüm sağlık politikasının bir parçası
olarak değerlendirilmiştir.
Tüm dünyada yanlış, gereksiz, etkisiz ve
yüksek maliyetli ilaç kullanımı çeşitli boyutlarda sorunlara neden
olmaktadır. Bu etkiler arasında hastalık ve ölüm oranlarında artış
olması, ilaçların yan etki riskinin artması, kaynakların yanlış
tüketilmesiyle sonuçta temel ilaçlara bile ulaşılabilirliğin azalması,
acil ve temel ilaçlara karşı gelişebilecek dirence dayalı olarak,
tedavinin ekonomik ve sosyal maliyetinin artması sayılabilir. Bu
nedenlerden dolayı dünyada çeşitli çözüm yolları üretilmeye,
geliştirilmeye çalışılmıştır. Bu bağlamda dünyada “Akılcı İlaç Kullanımı
(AİK)” çalışmaları başlatılmıştır.
1985 yılında Nairobi’de yapılan DSÖ
toplantısı AİK çalışmaları için başlangıç sayılmaktadır. AİK, DSÖ
tarafından; kişilerin klinik bulgularına ve bireysel özelliklerine göre
uygun ilaca, uygun süre ve dozda, en düşük maliyette ve kolayca
ulaşabilmeleri olarak tanımlanmıştır.
Dünya Sağlık Örgütü’nün tahminlerine
göre, ilaçların % 50′sinden fazlası uygun olmayan şekilde
reçetelenmekte, temin edilmekte veya satılmaktadır. Tüm hastaların
yarısı da ilaçlarını doğru şekilde kullanamamaktadır.
Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de
yanlış ve gereksiz ilaç kullanımı halk sağlığını etkileyen ciddi bir
sorundur. Akılcı olmayan ilaç kullanımı hastaların tedaviye uyuncunun
azalmasına, ilaç etkileşimlerine, bazı ilaçlara karşı direnç
gelişmesine, hastalıkların tekrarlamasına ya da uzamasına, advers olay
görülme sıklığının artmasına, tedavi maliyetlerinin artmasına neden
olur.
Bir endikasyon için uygun ilaç, etkililik, güvenlik, uygunluk ve maliyet kriterleri dikkate alınmışsa akılcı olarak seçilebilir.
Akılcı İlaç Kullanımının sağlanması
konusunda farkındalığın oluşturulması ve toplum bilincinin
artırılmasında hekim, eczacı, hemşire, diğer sağlık personeli, hasta/
hasta yakını, sektör, düzenleyici otorite, meslek örgütleri ve diğer
(Medya, Akademi vb.) gruplar sorumluluk sahibi taraflar olarak
sayılabilir.